T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ADANA / YÜREĞİR - Şehit Abdullah Aydın Emer Anadolu Lisesi

4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü

Hayvanları Korumak; İnsanların hayvanlara iyi davranmalarını ve onların daha iyi koşullarda beslenmelerini ve barınmalarını sağlamaktır.

 

 

1822 yılında hayvanların yaşam ve haklarının korunması adına İngiltere’de bir araya gelen hayvan severler Hayvanları Koruma Birliği’ni kurarlar. Bunun ardından aynı amacı taşıyan diğer kuruluşlar da Lahey’de birleşerek Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu’nu oluştururlar. İlk kez 1931 yılında toplanan bu kuruluş da 4 Ekim’i Hayvanları Koruma Günü ilan ederler.

4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü, hayvanlara karşı yapılan haksızlıklara dikkat çekmek ve bu sorunları engellemek için hayvan hakları konusunda farkındalık oluşturulması amacıyla kutlanmaktadır.

4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü, sadece gözümüzün gördüğü hayvanların değil, yeryüzünde var olan tüm hayvanların da yaşam hakkına sahip olduklarının hatırlanması açısından çok önemlidir.


UNESCO Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 5.1: “Bir insanın desteğine ihtiyaç duyan her hayvan uygun beslenme ve bakımı görme hakkına sahiptir.”

 

Bir taraftan Dünya genelinde hızla artan nüfus, çarpık yapılaşma, doğal alanların tahribatı, yasa dışı avcılık ve ticaret, yaban hayatının dengesini bozarak diğer canlıları bir yok oluşa doğru sürüklemekte, diğer taraftan maddi kazanç ve eğlence amacıyla hayvanlar, işkence, eziyet ve kötü muameleye maruz kalmaktadır. Son derece üzücü bu tablo 21. Yüzyıl insanına hiç yakışmamaktadır. Sahipsizlik, sokak hayatı, yeterli gıdaya ulaşamama, açlık ve sağlıksız yaşam diğer ciddi bir sorun olarak devam etmektedir.

Türkiye’de son yıllarda giderek artan hayvana şiddet olaylarına karşı çıkarılan 5199 sayılı Hayvan Hakları Yasası’na göre hayvanlar mal olarak değil can olarak değerlendirilmekte ve buna paralel olarak cezaların bir bölümünün idari cezalar kapsamından çıkarılıp suç olarak değerlendirilerek arttırılması oldukça önemli bir gelişmedir.

Biz insanlar olarak, kendi geleceğimiz açısından da hayvanları korumak ve onları yaşatmak zorundayız. Hayvanlar da yaşamımızın bir parçası ve insanların can dostlarıdır. Hayvanları koruma konularında toplumda farkındalık ve bilinç oluşturulmalıdır. Hayvanlar potansiyel tehlike değil, onlar eko-sistemin koruyucularıdır. Yaşam alanlarının, ormanların tahrip edilmesi ile yaban hayatının yok oluşa sürüklenmesi engellenmelidir. Kürkü ve postu için yapılan hayvan cinayetlerine engel olunmalıdır.

Yeterli bir bütçe kaynağı için Hayvan Refahı Fonu oluşturulmalıdır. Ücretsiz olan barınaklardaki kedi-köpekler sahiplenilmelidir. Hayvan sahiplenecek kişilere hayvan sağlığı, çevre sağlığı ve mevzuat hakkında eğitim verilmeli ve hayvan sahiplenme ehliyeti olmayan insanların hayvan sahiplenmesi engellenmelidir.

Kısırlaştırma ve aşılamalar devam ettirilmeli, kedi ve köpekler mikroçip uygulaması ile kimliklendirilip  kayıt altına alınmalıdır. Sahipsiz hayvan rehabilitasyonu yapan merkezler günün şartlarına ve ihtiyaca uygun donanım, personel ve fiziki şartlara kavuşturulmalıdır.

Hayvan mağduriyetlerinin başında sokağa terk etmeler gelmektedir. Bunun hem vicdani açıdan hem de havyan sevgisi açısından sorumluluğu büyüktür. İnsanlar terk etmek için evlerine süs eşyası gibi hayvan almamalıdır. Bunun yasal bir müeyyidesinin olması gerekmektedir.

Sokakta yaralı bulunan sahipsiz hayvanların bakım ve tedavisi için yine Türk Veteriner Hekimler Birliği ile yapılacak bir işbirliği içerisinde üyeleri olan serbest veteriner hekim kliniklerinden tedavi hizmeti satın alınarak can dostlarımızın tedavi hakkı kesintisiz sağlanmalıdır.

Türkiye 1984 yılında tarafı olduğu Bern Sözleşmesi’nin yükümlülükleri gereği, nesli tükenmekte olan canlılarını koruma altına almalı ve avlanılmasına izin vermemelidir.

  

Bizler ne yapabiliriz?

 

Hemen yanı başımızdan işe başlayıp sokağımızdaki hayvanlar için kapılarımızın önüne mama ve su bırakabiliriz. Üstelik bu hafta Hayvanları Koruma Haftası olarak kutlandığı için birkaç markette kedi ve köpek mamalarında %50 indirimler yapılmakta. Bunu değerlendirerek minik dostlarımızı korumaya, beslemeye yardım edebiliriz.Belediyeler tarafından kurulan hayvan barınaklarını sık sık ziyaret edebilir, burada yaşamak durumunda olan minik dostlarımızın bakımını gönüllü olarak yapabilir, barınaklara mama, battaniye gibi bağışlarda bulunabiliriz.Nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan panda, saz kedisi, kutup ayısı, Akdeniz foku gibi türleri koruma altına alan kuruluşlara bağışlar yapabilir, gönüllü hizmet verebiliriz.En önemlisi hayvanların yaşama hakkına saygı gösterip onlara eziyet etmeye bir son verebiliriz! Petshoplardan satın aldığımız miniklere iki gün sonra bakamayınca onları sokağa, açlığa, mutsuzluğa terk etmeyebiliriz!

04-10-202304-10-202304-10-202304-10-202304-10-202304-10-202304-10-202304-10-202304-10-202304-10-2023

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 04.10.2023 - Güncelleme: 04.10.2023 23:39 - Görüntülenme: 161
  Beğen | 1  kişi beğendi